Jodie Comer'ın, tek başına göğüslediği bir tiyatro sineması; inanılmaz bir performans. Mükemmel bir modern ceza ve ceza muhakemesi hukuku tasviri. Yaklaşık iki saat boyunca biz zaman zaman izlemekten yorulmuşken, bu kadar temposu asla düşmeyen bir oyunu sürdürmek nasıl bir yetenektir? Ben ki tiyatro insanı değilimdir, canlı izlemeyi çok isterdim.

Bizler sanıyoruz ki eski ifadesiyle tecavüz, yeni ifadesiyle cinsel saldırı, yalnızca gece vakti sokakta tek başına yürüyen bir kadının kolundan tutulup çekilerek tenha bir köşede başına gelen bir kötülüktür. Elbette ve maalesef bu versiyonu da özellikle bizim gibi orta doğu ülkelerinde, sıklıkla gerçekleşir; lakin burada örneğini gördüğümüz biçimdeki cinsel saldırılar da ziyadesiyle çoktur. Hele bir de evlilik birliği içinde olduğunuzu, cinselliğin zaten evlilik görevlerinizden biri olduğunu düşünün. Konuyu, kendi biyolojisini bilmeyen, bilemeyen sosyokültürel seviyedeki insanlar açısından irdelemeye yüreğim elvermiyor bile.
Burada asıl acı verici olan kısım, çoğunlukla ne mağdurun ne failin yapılan şeyin niteliğinin farkında olmasıdır. Oyunda, mağdure Tessa bir cehennem yaşar, gece vakti polis ve hastane arası mekik dokurken fail ona gülen suratlarla yüklü flörtöz mesajlar atmaktaydı. Mağduremiz, daha önce pek çok cinsel saldırı davasında avukatlık yapmış bir hukukçu olmasa belki o da olaya sadece küsmek veya görüşmeme kararı almak ya da aman erkek işte biyolojileri böyle veya beni ne kadar da çok arzuluyor, demek gibi bir reaksiyon gösterecekti ki kadının sahip olduğu tecrübe ve pozisyona rağmen müthiş bir, acaba abartıyor muyum, iç savaşı verdiğine tanık oluyoruz. Evi topladığını, duş aldığını, gelen mesajı tepkisel olarak sildiğini, delilleri saklamak gerekliliği konusunda hukukçu kişiliğinin esamesinin okunmadığını görüyoruz ki aynı durumda olan sıradan vatandaş ne yapsın?

Biz masumiyet karinesini, bin yıllar süren işkenceler sonucunda kazandık. Elbette ona gedikler açmaya niyetimiz yok. Bu nedenle, cinsel suçlarda kadın beyanı esastır'a dayalı bir içtihat kabul edemeyiz. E ama o zaman oyundaki gibi olayları ve daha nicesini nasıl ortaya çıkaracak ve nasıl önleyeceğiz? Ahiret sorusu... Belki de artık buradaki odağı, neden çığlık atmadın, neden o kadar içtin, neden orada gezdin, neden o kıyafeti giydin diye sorduğumuz kadınlardan; rızasından emin miydin, neden sarhoş bir insanla seviştin, neden o kadar sarhoşken seviştin şeklinde erkeklere yöneltmeliyiz. Belki de artık kadınları bir kenara bırakıp, erkeklere rıza kavramını öğretmeliyiz.

Bir diğer taraftan, orta doğudan bakınca biz nelerle uğraşıyoruz, anglo sakson adaleti nelerle uğraşıyor diye düşünüp esef etmemek de elde değil. Biz maalesef, çocuk gelinlerimizle, henüz cinsel saldırının bu boyutlarını tartışmaktan çok uzağız. Herhangi bir adliye binasında böyle bir duruşma olduğunu düşünsek -ki elbette yok değil- böyle bir kadına verilecek tepki, amiyane tabirle, hadi bayan bekleme yapma, sırada bekleyen mağdur çocuklar var, olurdu demek çok mu abartıdır?
Comments