The Exorcist (1973) filmiyle sinemayı sevmiş, akademik olarak da sinema üzerine uzmanlaşmış biri olarak bu filmi izlemem, üzerine de bir şey yazmam gerekiyordu. -Fragmanı filmin kötü olacağına işaret etse de- Bunun dışında hiçbir şekilde üzerine yazıp, çizilmeye değer bir motivasyon görmezdim.
Film, orijinal "Exorcist" konseptini benimsemeye çalışmış. İlk kez bu filme giden izleyiciler, tipik "perili ev" korku filmi klişeleriyle karşı karşıya kalacaklar. Nitekim "The Conjuring" ve "Insidious" gibi aniden ortaya çıkan korkutucu sahnelerin bol olduğu bir yapım söz konusu. İlk filmi izlememiş olmanız, bu filmi anlamanızı engellemez. Ancak salt bir korku filmi olarak sıkıcı gelebilir. The Exorcist evrenine uzaksanız gitmeye değmez.
Dikkat: Aşağıdaki bölüm ağır spoiler içerir.
Kitabın ortasından konuşacağım. Bu, nihayetinde şeytan çıkarma filmi. Ancak çok sorunlu bir anlatımı var. Filmin içerisinde şeytanın musallat olduğu kızlarla ilgili derinlemesine bir tanıtım yok. Fragmanda ne gördüysek filmde de aynı şeyler var. Bir kız yerine iki kızın seçilmesinin, senaryonun çatışmasında şöyle bir anlamı var: "Şeytan, ikisinden birisini seçmen için ultimatom veriyor" ancak, kızların içine giren şeytan ve sonrasında hangi kızın hayatta kalması gerektiği konusunda seyirci olarak kararsız kaldığımızda, duygusal ikilem formülü işe yaramıyor. Karakterleri yeterince tanımadığımız için, ailelerin vereceği kararların etik ve felsefi boyutları bizde bir etki yaratmıyor. İlk filmde Regan karakterine duyduğumuz sempati, onun yaşadığı değişimleri izlerken, küçük bir kızın, bir canavar tarafından esir alınması izleyici olarak, karaktere karşı korkuyla karışık acıma hissi yaşatabiliyordu. Belki de bu yüzden Linda Blair, Regan rolüyle bu kadar özdeşleşti.
Orijinal The Exorcist, kitap olarak da büyük bir satış başarısı göstermişti ve bu başarılı kitabın, film senaryosuna aktarılması sürecinde olayların öznesindeki karakterlerin daha derinlemesine işlenmesine olanak sağlanmıştı. Ancak bu filmde senaryonun yeterince derinleşmediğini düşünüyorum. Görsel efektler ve zıplatıcı sahneler, izleyicileri iki saat boyunca uyarmayı başarıyor. Ancak bu uyarılma deneyimi, günlük yaşamınızda hoşlanmadığınız biri tarafından aniden korkutulmanızla eşdeğer. İlk filmde, korkularımızın derinliklerine inen bir karakter gelişimi ve olay örgüsü vardı. Bu filmde yok.
2023 yılında yapılan bir filmdeki"Şeytan Çıkarma"sahnesi çok etkileyici olmasa da beklentiyi karşılıyor. Günümüzde orijinal filmi izleyip, görsel efektlerini ve makyajlarını komik bulanlar için bu filmdeki "şeytan çıkarma" sahneleri tatmin edici olabilir. Ancak bazı detaylar çok belirgin ve abartılı. Örneğin, kızın alnında ters bir haçın olması. İlk filmde Regan'ın yüzü, doğal bir korku yaratmak için ikonik bir makyajla kaplanmıştı. Bu filmde genel olarak makyaj iyi olsa da bazı belirgin işaretler göze çarpıyor ve bu durum beni rahatsız etti.
Orijinal filmdeki sahneler genellikle durağan ve geniş açı çekimlerle yapılmış, sinematografi kullanılarak Regan'ın odasının korkunç bir atmosfer yaratılmasına yardımcı olmuştu. Bu nedenle oda, yatak ve diğer dekorasyon ögeleri kendi başlarına ikonik bir hal almıştı. Modern korku filmlerinde, özellikle James Wan'ın yönettiği filmlerde (örneğin "The Conjuring") bu etkiyi görmek mümkün. Ancak bu film, orijinal filmin dehşet veren anlatımını anlamaya çalışmak yerine, günümüz sinemasının klişelerini kullanıyor.
1973 yılına yapılan referanslar oldukça ilginç. Film, orijinalinin ilk sahnelerini daha hareketli bir şekilde yeniden canlandırmış. Farklı olayların iç içe geçtiği sahneler, bir Afrika şehrine seyahat eden bir çiftin perspektifinden sunulmuş. İlk film Irak'ta başlamıştı ve zamanla medeniyet değişikliğiyle Georgetown'a geçiyordu. Aynı referans bu filmde de korunmuş.
İlk filmde, şeytan çıkarma sahnelerinden daha çok, kızın rahatsızlığının ne olduğunu anlamak için yapılan tıbbi testler vardı. Bu filmde ise bu testler, çok hızlı bir şekilde gösterilmiş. Muhtemelen, 1973 versiyonundaki gerçekçi olmayan tıbbi tetkiklerin canlandırılmasından kaçınılmış.
İlk filmin anne karakteri Chris, kızı Regan'ın başına gelen olaylardan sonra bir kitap yazmış. Ancak bu hikâyede bazı mantık hataları göze çarpıyor. Chris karakterini canlandıran Ellen Burstyn'in bu filmde oynamasının sebebi, yüksek bir ücret teklifi almasıydı. Ancak bu durum, filmin kalitesiz olacağını önceden gösteren bir işaretti. Ellen Burstyn, dünyanın en iyi kadın oyuncularından biri olarak, kariyerindeki en önemli filmlerden birinin mirasını bu filmde riske atmış görünüyor.
Ezcümle bu film, izleyicisini enayi yerine koymaya çalışan başarısız bir film. Enayi yerine koymak için de ilk filmin bütün nimetlerinden yaranmaya çalışıyor. (tam anlamıyla bütün) 2. ve 3. devam filmleri anons edilmişse de aynı yönetmen tarafından yapılacağını düşünmüyorum.
Comentarios